Akıllı Atık Yönetimi
Daha yaşanabilir bir gelecek tasarlamak adına Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırmalar 2030 yılında dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisinin şehirlerde toplanacağına işaret ediyor. Kentlerin nüfusunun yakın gelecekte dünya kaynaklarını bugün olduğundan daha da fazla tüketeceği öngörüsüyle hareket eden Birleşmiş Milletler, kentsel yaşamın sürdürülebilir çözümlere kavuşması adına üye ülkeleri bir an önce adım atmaya teşvik ediyor. Bu teşviklerin başında sokak aydınlatmaları ve trafik ışıkları gibi temel sistemlerin daha çevreci çözümlerle donatılması yer alırken, BM aynı zamanda ülkeleri mega kentlerdeki su yönetimi, toplu ulaşım yönetimi, kitlesel aydınlatma ve ısıtma yönetimi gibi karmaşık sistemlere yönelik verimlilik ve enerji tasarrufunu arttırıcı çözümler bulmaya yönlendiriyor. Özellikle yerel yönetimler seviyesinde teşvik edilen sıfır atık inisiyatifleri ise Birleşmiş Milletlerin tuttuğu ışık çerçevesinde, şehirlerin en önemli ihtiyaçlarından biri olan atık yönetimi konusunda, kentleri akıllı çözümlerle buluşturmayı hedefliyor.
Akıllı şehir konsepti kapsamında devreye alınan Barcelona’daki akıllı sıfır atık yönetim sistemi, yeni nesil teknolojilerin yaratıcı fikirlerle birleşmesiyle insan hayatına ne denli katkı sağladığına ve çevreci çözümlerin insan hayatının kalitesini önemli ölçüde arttırdığına güçlü bir örnek olarak verilebilir. Birleşmiş Milletlerin finansal ve akademik desteğini arkasına alan Barcelona yerel yönetimi, ülke üniversitelerinin geliştirdiği teknolojilerle devreye aldığı Barcelona Smart City Projesi’yle kentteki tüm çöp konteynırlarını gerçek zamanlı kontrol edebiliyor. Bu teknolojik sistem konteynırların doluluk oranına bağlı olarak çöp toplama ekiplerini mobilize ediyor ve ekiplerin kapasitesi hesaba katılarak izlemeleri gereken rota trafik ışıklandırma sistemi içinde görselleştiriliyor. Çöp toplama araçlarındaki akıllı cihazlar ise atıkları sınıflandırarak konteynırdan boşaltım alanına kadar olan süre içinde çöpleri geri dönüşüme hazır hale getiriyor ve boşaltım alanındaki tesisler ise konutlarda üretilen çöpleri %93’e varan oranda geri dönüşüme kazandırıyor. Tam anlamıyla entegre bir şekilde çalışan akıllı atık yönetim sistemi, sadece operasyonel verimliliği arttırarak M2M (Machine-to-Machine) teknolojisine bağlı bir şekilde konutlarda üretilen çöpün neredeyse tamamını yeniden kullanıma kazandırıyor.
Türkiye’de yılda yaklaşık olarak 31 milyon ton atık üretildiği ve bu atığın 4 milyon tondan fazlasının ek yatırım gerekmeksizin mevcut tesislerle geri kazanılabilecek ambalaj atıkları olduğu göz önüne alındığında; benzer bir akıllı atık yönetim sisteminin ülkemizde devreye alınması halinde hem çevresel hem de ekonomik anlamda önemli bir kazanım elde edilmesi mümkün olabilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından devreye sokulan ve israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek bu oluşumunun minimize edilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrıştırılarak toplanmasını ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan Sıfır Atık Hareketi ise bu yönde atılan ilk adımlardan biri. Şimdilik sadece kurumlar özelinde hayata geçirilen önlemlerle sınırlı olan bu çalışma, teknolojik çözümlerle bir araya gelerek çöp üretimine ve çöplerin geri kazanımına kitlesel boyutta çözüm getirmeyi ve yerel yönetimleri bu konuda teşvik etmeyi planlıyor. Bu hareket kapsamında değerlendirilen ve Eskişehir, Isparta, Malatya ve Bursa gibi Anadolu kentlerinde küçük çapta dahi olsa başlayan çöpten elektrik üretim santralleri ise hem birikmiş atıkları ortadan kaldırarak çevresel bir soruna çözüm buluyor hem de büyük bir miktarı ithal edilen hammaddeyle gerçekleştirilen elektrik üretimine güçlü bir alternatif oluyor.
Sosyoekonomik olarak insanı merkeze alan ve kentlerin sürdürülebilir bir yaşam alanına dönüştürülmesini, çevresel atıkların yarattığı risklerin yüzeysel önlemler yerine köklü çözümler devreye sokularak bilgi toplumu çerçevesinde çözümlenmesini hedefleyen akıllı atık yönetimleri alanında Türkiye’nin atması gereken birçok adım var. 21’inci yüzyıl teknolojisi bu değişime çoktan kapı aralarken, sabit kameralar, sensörler, kontrol sistemleri ve nesnelerin interneti uygulamaları yerel yönetimleri daha akılcı çözümleri sahiplenmeye teşvik ediyor. Kent altyapısı ve kamu hizmetleri, bilişim teknolojileri sayesinde daha kolay yönetilebilir şekle dönüşürken, teknolojinin sağladığı fırsatlardan yararlanan kamu kurumları ve özel teşebbüsler ise atık yönetimine akılcı çözümler getirerek yarının mimarları haline geliyor.