Ekonomik Daralma ile Mücadelede E-Ticaret
Perakende sektörü, tüketicilerin günlük hayatında en çok temasa geçtiği, sektörün büyüklüğünün ve hareketliliğinin turizm, gayrimenkul, lojistik veya sağlık gibi diğer pek çok sektörü etkilediği organize bir yapı. Bununla birlikte perakende sektöründe yaşanacak herhangi bir duraksama kendi rakamsal büyüklüklerinin yanında tedarik zincirindeki her halka üzerinde de etki bırakıyor. Kentli nüfusun büyük bir hızla arttığı ekonomilerde genel anlamda perakende sektörünün rakamsal hacminin büyümesi devam etse de son yıllarda geleneksel perakendeciler ve zincirleşerek sektörde organize bir büyüklüğe erişen sektör temsilcileri, gerek teknolojik gelişmeler gerekse değişen tüketici davranışları sebebiyle dönüştürücü bir değişim sürecinin içinde yer alıyorlar.
İstatistikler, 2018 sonu itibarıyla 25 trilyon dolar büyüklüğe ulaştığı tahmin edilen dünya perakende sektörünün geçtiğimiz yıllarda yaşadığı büyümenin, küresel büyüme hızının altında kaldığını gösteriyor. Bir başka deyişle 2009 küresel krizi sonrası dünya ekonomisi ortalama yüzde 3,8 büyürken, perakende sektöründe büyümenin yüzde 3 seviyesinde kalması, sektörün bu dönüştürücü değişim sürecine yeteri kadar uyum sağlayamamasıyla açıklanıyor. Ülkemizde ise tüketim talebini canlı tutan bir faktör olarak karşımıza çıkan hane halkı sayısı 23 milyonu geçse de 1 Trilyon TL’lik büyüklüğe erişen perakende sektörü; geçtiğimiz yıl ortalarında başlayan iş gücü piyasasındaki bozulma ve hane halkının alım gücündeki zayıflaması ile birlikte daralma gösteriyor. Teknolojik gelişmeler ve değişen tüketici davranışları ile birlikte büyümesi yavaşlayan perakende sektörünün Türkiye’deki durumuna baktığımızda ise oldukça zor bir süreçten geçildiğini söylemek mümkün.
TÜİK rakamlarına göre, 2018 yılı içinde sadece yüzde 1,4 büyüme rakamı yakalayan Türkiye perakende sektörünün tüketiciyle buluşmak için farklı kanallara yönelmesi büyük bir gereklilik haline geliyor.
Bu noktadan bakıldığında ekonomideki tüm daralmalara rağmen yüksek hızda büyümesi süren, sağladığı maliyet avantajları ile hem perakendeciyi hem de tüketiciyi sevindiren ve sadece bir platform üzerinden tüm ülkeyi hedef pazar haline getiren e-ticaret, perakendeciler için bir güçlü bir alternatif haline geliyor.
Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye’nin e-ticarette henüz 49. en büyük ülke olması; 2019 yılının Ocak ve Şubat aylarında perakende ticaretinin sırasıyla yıllık %6,3 ve %4,9 oranında azalmasına rağmen internet üzerinden satışların sırasıyla yıllık %23,8 ve %22 artış yakalaması, e-ticaretin perakendeciler için ne kadar büyük bir potansiyel taşıdığını ve mevcut finansal sıkışıklığa karşı güçlü bir gelir kapısı olabileceğini gösteriyor.
İnternet kullanımının hane halkının %83,8’ini kapsaması ile birlikte e-ticarete yönelen perakendecilerin büyük bir potansiyel tüketici havuzuna erişebilmesi e-ticaretin önemini arttırsa da bu alana yönelecek perakendeciler için en büyük avantaj operasyonel maliyetlerin geleneksel perakendeciliğe göre oldukça düşük olması. E-ticaret yapan perakendecilerin bu avantajı fiyat rekabetinde kullanarak, tüketimi kısan tüketiciyi perakende ticareti içinde tutması ve daha uygun fiyata daha fazla satış yaparak kendi tedarik zincirindeki birçok üretici ve hizmet sağlayıcıyı da ekonomik faaliyet içinde tutmayı sağlayabilmesi ise e-ticaretin ulusal boyutta sağlayacağı faydaların başında geliyor. Tam anlamıyla birçok kazananı olan ve ekonomik denge yaratma potansiyeli taşıyan e-ticaret, tüketiciyi uygun fiyatlı ürünlerle buluşturmanın yanında finansal ve üretimsel bir daralmanın içinden geçen ülke ekonomisi için de büyük fırsat taşıyor.