Nesnelerin İnterneti Teknolojisinin Yeni Nesil Ofislere Entegrasyonu
Bilişim alanındaki gelişmelerle birlikte günlük hayatımızda yer edinen her nesne ve hizmet akıllı teknolojilerle donatılıp yazılımsal bir boyut kazanıyor. 2007’de hayatımıza akıllı cep telefonlarının girmesiyle başlayan bu süreç, günümüzde aklımıza gelebilecek her cihazın akıllı bir form alarak bilgiyi işleyebileceği ve transfer edebileceği, belirli girdilere göre kararlar verebileceği bir noktaya doğru evriliyor. Tüketici ayağında şimdilik klima, buzdolabı, çamaşır makinesi veya ampul gibi temel ancak hayati sayılamayacak cihazlarda yavaş yavaş görülen akıllı teknoloji uygulamaları, endüstriyel veya operasyonel alanda ise stratejik birçok alanda etkin bir şekilde kullanılıyor.
Uluslararası araştırma şirketi Marketsandmarkets’ın 2017’de yayınladığı rapora göre 22 milyar doları aşan bir pazar büyüklüğüne erişen, 2023’e gelindiğinde ise 46 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olacağı öngörülen akıllı çalışma alanları teknolojileri (IoT in the workplace) sektörü; özellikle güvenlik çözümleri, enerji tüketimini azaltmaya yönelik girişimler, iklimlendirme ve ofis içi iletişimde oldukça hızlı bir şekilde büyüyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) olarak adlandırılan bu yeni nesil teknolojinin endüstriyel ve operasyonel alanda kullanılmasındaki temel motivasyon cihazları ve nesneleri birbiriyle iletişime geçebilecek seviyeye ulaştırarak karar alma mekanizmalarını veriye dayalı hale getirmek. IoT cihazları, ofis alanlarından fabrikalara profesyonel dünyadaki tüm iş akışlarını optimize etmek adına şimdiye kadar göz ardı edilmiş veya ayrık duran verileri işlerken, bu dataları birbirleriyle paylaşarak bütüncül bir sonuç yaratmaya imkan tanıyor. Dahası yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (machine learning) gibi diğer teknolojiler ile birleştirilerek kimi karar mekanizmalarından insan faktörünü tamamen çıkarmayı mümkün kılan IoT, ticari gayrimenkul sektörü için gelecek yıllarda vazgeçilmez olacağa benziyor.
İnsanların çalıştıkları alanları akıllı yapılara çevirmenin yanında, yaşamlarının büyük bir kısmını harcadığı bu alanlarla işbirliği kurmasına olanak veren IoT teknolojileri, sadece bu yapılardaki alan ve enerji kullanımı optimizasyonu gibi kalemlerin daha efektif bir şekilde yönetilmesine olanak vermekle kalmıyor. Öte yandan çalışanların şirketleriyle olan etkileşimine kaynaklık ederek daha verimli bir çalışma ortamının doğmasını da sağlıyor. IoT ile donatılmış çalışma alanları, yapay zeka öngörüleriyle kontrol sürecini otomatikleştirip ofis veya üretim alanlarının yönetimini optimize ettiği gibi, çalışma ortamının fiziksel koşulunda yaşanabilecek herhangi rahatsız edici bir durumun şirketin operasyonlarını olumsuz yönde etkilememesini sağlamak adına da yöneticilere güçlü bir analiz sunuyor. Gerek iklimlendirme süreçlerini ve çalışma alanı güvenliğini gerekse enerji kullanımını optimize etmek için devreye alınan IoT teknolojileri, çalışanların daha konforlu bir ortamda çalışmasına olanak verirken, yine bu alanlarda yaşanması mümkün olan negatif durumların önüne geçmek adına da önleyici bir müdahale olarak değerlendiriliyor.
Dünyadaki uygulama biçimlerine bakıldığında henüz yapı projesinin geliştirilmesi aşamasında kapsam dahiline alınan bu teknolojiler, birçok yeni nesil şirketin özellikle ofis alanlarını seçerken dikkat ettiği donatılar olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte daha mutlu bir çalışma ortamı ve daha verimli çalışan kadrosu isteyen şirketlerin IoT teknolojilerine olan talebi, hem gayrimenkul geliştiricilerinin hem de mülk sahiplerinin önem vermesi gereken kalemlerin kuşkusuz ilk sırasında yer alıyor.