Fiziksel Alan Güvenliğinde Yapay Zeka

Anasayfa Blog Fiziksel Alan Güvenliğinde Yapay Zeka
Blog-photo

Fiziksel Alan Güvenliğinde Yapay Zeka

Son on yılda, yazılım sektörünün yönünü yapay zeka uygulamalarına çevirmesiyle birlikte bilim kurgu filmlerinden aşina olduğumuz bir çok olgunun günlük hayatımızda karşılaştığımız teknolojilere dönüştüğüne tanıklık ediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönüşüm çağının ilk yıllarında her ne kadar yapay zeka ile güçlendirilmiş yazılımların neler vadedebileceği görmezden gelinse de, 2020’li yıllara girdiğimiz bugünlerde, yakın geçmişe kadar sadece insan eliyle ilerleyen karar alma süreçlerini bu yeni teknolojilere emanet etmeye hazır görünüyoruz. Perakendeden üretime, lojistikten eğitime neredeyse tüm iş akışlarının bir noktasında yapay zeka teknolojileri kendine biçilmiş rolleri üstlenmeye başlarken, Avrupa Parlamentosu’nun 2019 yılının son çeyreğinde yayınladığı “Yapay Zeka Uygulamalarında Etik Değerler Yönergesi”nde belirttiği gibi güvenlik sektörü ise yapay zeka uygulamalarının en yoğun ve etkin kullanıldığı alanların başında geliyor.

Yapay zeka teknolojilerinin özellikle fiziksel alan güvenliği konusunda büyük ilerleme kat etmesi, basit bir arz talep dengesi içerisinde incelendiğinde dahi güvenlik sektörünün teknolojik çözümlere ne kadar çok ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Ancak insan ve mekan güvenliğini sadece yazılımlar üzerinden sağlamanın yaratacağı tehlikeler ve riskler göz önüne alındığında; yapay zeka uygulamaları, güvenlik sektörü dahilinde müdahale edici olmaktan çok önleyici bir rol üstleniyor. Özellikle okul, ofis, fabrika, hastane, havalimanı, stadyum, kent meydanı gibi kamusal nitelik taşıyan alanlarda mekan güvenliğini sağlamak için devreye alınan yapay zeka teknolojileri, oluşan bir tehlikeye doğrudan müdahale etmek yerine karar vericilere yardımcı olmak adına risk analizleri sunarak, yaşanabilecek istenmeyen durumlara müdahale etmeyi olay henüz yaşanmadan mümkün kılıyor.

Mekan güvenliği için kullanılan yapay zeka teknolojilerini pasif birer sensörden ayıran en büyük özellik ise bu teknolojinin yazılımcıların ‘deep learning’ olarak tanımladığı süreç içinden geçerek eğitilebilir olması ve raporlamasını olasılık hesabına bağlı olarak yapabilmesi. Yaşanabilecek potansiyel senaryolar üzerinden bir nevi eğitimden geçen yapay zeka uygulamaları, örnek senaryoları işleyerek benzer sonuçlara yol açabilecek olayları öngörebilecek yetiye ulaşıyor. Hatta sürekli öğrenme hali içinde olması sebebiyle gün geçtikçe daha kusursuz analizler sunabiliyor.

Fiziksel alan güvenliğinde kullanılan en yaygın yöntem olan yüz tanıma (facial recognition) teknolojisi veya özellikle havalimanlarında kullanılmaya başlayan ve şüpheli görülen hareketleri inceleyen davranış okuma (predictive behavioral analysis) teknolojisi gibi yapay zeka uygulamalarıyla mümkün kılınan bir çok gözetim yöntemi, içinde bulunduğumuz yüzyılda bir çok tartışmayı beraberinde getirse de, asli görevi kamusal güvenliği sağlamak olan bu teknolojilere duyduğumuz ihtiyaç ise gün geçtikçe artıyor. İnsanların parmak izini veya yüzlerini bir kimlik doğrulama aracı olarak kullanmasıyla birlikte gün geçtikçe artan biometrik veri de hesaba katıldığında önümüzdeki yıllarda daha da kusursuzlaşacak olan fiziksel alan güvenliğine yönelik teknolojilerin gelecekte artık alışık hale geldiğimiz kimi donanımsal teknolojilerle bütünleşik olarak ilerleyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Drone’lardan cep telefonlarına birçok cihazda kendine uygulama alanı bulabilecek olan yapay zeka teknolojileri, bu cihazları fiziksel alan güvenliğine entegre olarak kullanacak bir geleceğe odaklanıyor desek yanlış olmayacaktır.


Paylaş

Diğer Blog Paylaşımları

Blog-photo
MAPIC 2025: Daha Sakin Bir Yıl, Güçlü Türk Varlığı ve Yatırımın Geri Dönüşü

Fransa’nın Cannes şehrinde 30. yılını kutlayan MAPIC fuarı 2025’e önceki yıllara göre daha sınırlı bir katılım olsa da küresel perakende gayrimenkul ekosisteminin nabzını tutan önemli bir buluşma oldu...

Devamını Oku

Blog-photo
EXPO REAL 2025: Avrupa Gayrimenkul Piyasasında Yeni Bir Sayfa

Münih’te 6-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Expo Real 2025, bu yıl sadece piyasa trendlerini değil, sektörün ruhunu da ortaya koydu. 34 ülkeden toplam bin 742 katılımcı ve 70'ten fazla ülkeden yak...

Devamını Oku

Blog-photo
Eyfel Kulesi: Teknik ve Finansal Açıdan Eşsiz Bir Yapı

Eyfel Kulesi bugün yalnızca Paris’in simgelerinden biri değil, aynı zamanda modern gayrimenkul finansman modelleri açısından da çarpıcı bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Estetik değerinin ötesinde h...

Devamını Oku

Blog-photo
Deprem Etüdü Nedir ve Neden Önemlidir?

İstanbul ve çevresindeki son depremler, ticari gayrimenkullerin güvenliği için önceden aksiyon almanın önemini bir kez daha hatırlattı. Deprem etüdü, yapının ve zeminin durumu hakkında detaylı bilgi e...

Devamını Oku

Blog-photo
Perakende Gayrimenkulünün Geleceğini Şekillendiren 5 Ana Trend

Hızla değişen bir dünyada, perakende sektörü, dayanıklılığı ve yenilikçiliğiyle dikkat çekmeye devam ediyor. Küresel bir pandemi ve değişen piyasa dinamikleri gibi zorluklara rağmen, sektörün deneyim ...

Devamını Oku

Blog-photo
Bilişim ve İletişim Teknolojileri Sektöründe Çekici ve Modern Bir Çalışma Ortamının Önemi

Bilişim ve İletişim Teknolojileri (ICT) dünyasında, çalışma ortamı bir şirketin başarısını ve sürdürülebilirliğini şekillendirmede kritik bir rol oynar. İşte çekici ve modern bir çalışma ortamı oluştu...

Devamını Oku

ARADIĞINIZI BULAMIYOR MUSUNUZ?

Uzmanlarımızdan biriyle iletişime geçin.