Turizmde Ziyaretçi Sayısı Artıyor Ancak Gelir Düşüyor, Çözüm Makro Politikalarda!

Startseite Blog Turizmde Ziyaretçi Sayısı Artıyor Ancak Gelir Düşüyor, Çözüm Makro Politikalarda!
Blog-photo

Turizmde Ziyaretçi Sayısı Artıyor Ancak Gelir Düşüyor, Çözüm Makro Politikalarda!

Ağustos 2016’da Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı, 2015 yılının aynı ayına göre % 37,96 azalıp 3,18 milyon kişi olurken, geçtiğimiz Ağustos ayında turizm sektörü 4,6 milyon ziyaretçiye ulaştı.  Ziyaretçi açısından yaşanan dikkat çekici artışa rağmen toplam gelirin % 2,8 oranında düşmesi, 2016 yılı zararının telafi edilemediğine işaret ediyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde turizm sektöründe hem turist sayısı hem de gelirin artması için teşviklerin sürmesi önemli, ancak temel çözümün makro bakış açısıyla siyasi barışın sarsılmaması olduğunu düşünüyorum.

Bununla birlikte 2017 yılı genelinde ziyaretçi sayısının bir önceki yıla oranla % 26,4 artarak 21,9 milyona ulaştığını görüyoruz. Ağustos ayının % 46,35’lik artışı yıllık bazda son derece etkili oldu. 4,6 milyon ziyaretçi ile sadece ağustos ayı, ilk 8 aylık verilerden % 21’lik pay alıyor ki bu rakamlara baktığımızda ilk 7 ayın artışının ise görece daha sınırlı olduğu ortaya çıkıyor.

ANTALYA BAŞI ÇEKİYOR, İSTANBUL TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA

Turizm sektöründe geçtiğimiz yıl açılan yaraların hızla sarıldığını gözlemliyoruz. Yapılan araştırmalar ilk 8 ayda turist sayısının % 70 artarak 6,6 milyona ulaştığını gösteriyor. 2016 yılında ise bu rakam 4 milyonun altına düşmüştü. Türkiye genelindeki 4,6 milyonluk artışın yarısından fazlasını Antalya pazarı oluştururkenİstanbul’da turist sayısındaki artış, Türkiye genelindeki artışın altında kaldı. Yine de % 10,8’lik bir artışla 6,9 milyona ulaşan İstanbul’un turist sayısında önemli bir yol kat ettiğini söyleyebiliriz. Aylar arasında göze çarpan benzer trendlere göre, Ağustos ayı önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir.

RUSLAR YENİDEN ZİRVEDE

Son dönemde turizm sektöründe yaşanan toparlanmada Rus turistlerin katkısının çok büyük olduğunu söyleyebiliriz. Rusya, 2016’da Türkiye’ye gönderdiği ziyaretçi sayısını 10’a katlayarak 3,3 milyona ulaştı ve yeniden Türkiye yabancı ziyaretçi listesindeki liderliğini geri kazandı. Almanya ise önemli bir kayıp vermeye devam etse de (% -7,9) 2,5 milyon ile daha uzun zaman ikinciliğini sürdürecek gibi gözüküyor. Bununla birlikte neredeyse bütün Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde önemli kayıplar yaşandığını görüyoruz. Rusya dışında Gürcistan, İran, Ukrayna, Irak, Azerbaycan ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden gelen ziyaretçi sayıları ise artmaya devam ediyor.  Yabancı ziyaretçilerin %27’sini Rus ve Almanların oluşturduğu gerçeği her iki ülkenin de turizm sektörümüz için ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Buna rağmen Alman pazarının en yüksek seviyesinden % 45 kayıp verdiğinin altı özellikle çizilmeli görüşündeyim.

2016’NIN KAYIPLARI HENÜZ TELAFİ EDİLMEDİ

Ziyaretçi sayısındaki artış yüzleri güldürürken, gelirde yaşanan artış aynı oranda gerçekleşmiyor. 2017 yılının ilk 6 ayında önemli oranda artan turist sayısına rağmen, yabancı turistlerden elde edilen gelir sadece % 1,4 oranında arttı. Buna karşın yerli turistlerden elde edilen gelirin % 14,9 oranında düşüş kaydettiğini gözlemliyoruz. Yerli ve yabancı turist sayısı toplamında elde edilen gelirin % 2,8 oranında düşüyor olması artan ziyaretçi sayısına rağmen 2016 yılının olumsuz seyrinin devam ettiğine işaret ediyor.  Türkiye turizmi için en önemli ülke olan Rus turislerde kişi başı harcama tutarı 2015 yılına göre %14 düşüşle 532,7 dolar olurken, 2015 yılına göre toplam gelir yüzde 3 geriledi. Bu arada aynı periyotta Rus turist sayısının yüzde 13 arttığını da hatırlatalım.

DÜŞÜK OTEL FİYATLARI YERLİ TURİSTLERE YARADI

TÜİK verilerine göre, yerli turist sayısı 2016 yılında % 10,8 oranında düşerken, 2017 yılında tekrar % 8,6 oranında artarak yaklaşık 4,2 milyona ulaştı. 2015 yılına oranla otel fiyatlarının bu yıl görece düşük kalması, yerli turist sayısındaki artışın en önemli gerekçeleri arasında gösterilebilir.

TÜİK’in yayınladığı veriler ışığında  yerli turistlerin eğitim seviyesi konusundaki ilginç bir ayrıntının da altını çizmek istiyorum. 2016 yılında lise sonrası eğitim almış yerli turist sayısı % 6 oranında artarken, en fazla lise eğitimi almış kısım % 23 oranında geriliyor. 2017 yılında ise tam tersi bir durum söz konusu ve en az yüksek lisans eğitimi almış yerli turist sayısı % 10 oranında düşerken en fazla 8 yıllık eğitim almış yerli turist sayısı % 35 artıyor. Ortaya çıkan bu tabloyu yorumladığımızda yerli turistler arasında belirli bir kesimin yurtdışını ve özellikle bayram tatillerinde Yunanistan’ı tercih etmeye başladığına işaret ediyor.

TEŞVİKLER YERİNDE AMA KRİTİK NOKTA SİYASİ BARIŞIN SÜRMESİ

Turizm sektörü için acil eylem planı oluşturan devlet, sektör oyuncularına son 2 yılda önemli destekler sağladı. Yılsonuna kadar A sınıfı seyahat acentalarına verilen uçuş başına 6.000 dolarlık destek, A sınıfı seyahat acentalarına kredi garanti fonu teminatı ile kredi kullanma imkanı, deniz turizmi tesislerinin Ekonomi Bakanlığı’nın teşviklerinden faydalandırılması, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama ve deniz turizmi tesislerinin ihracatçı sayılması ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama tesislerinden alınan kira bedellerinin 2016 yılı ödemelerinin ertelenmesi ve 3 taksite bölünmesi sektöre sağlanan en önemli destekler olarak sıralanabilir.

Önümüzdeki aylarda fiyatların hala düşük seviyede seyretmesi sektörde tedirginlik yaratabileceği için devlet destekleri ve teşviklerin sürdürülmesi çok büyük önem taşıyor. Bununla birlikte terör saldırılarının hızlı bir şekilde azalmasının sektör üzerindeki olumlu etkileri hissedilmeye başlandı. Bu olumlu tablo devam ederse, Avrupalı turist de daha ucuz ama bir o kadar da kaliteli tatil sunabilen başka ülkelerin bu coğrafyada olmadığını anlayacaktır. TUI ve Thomas Cook gibi dev seyahat acentaları da gerçeğin farkında olup Türkiye’yi tekrar programlarına alabilir. Ancak yine de ana çözüm, makro düzeyde politikalar geliştirerek siyasi barış ortamının tesis edilmesi ve sürdürülmesinden geçiyor.

Toğrul Gönden

Cushman & Wakefield Türkiye

Yönetici Ortak

 


Teilen

Andere Blogbeiträge

Blog-photo
İlham Verici ve Verimli Bir Çalışma Alanı Yaratmak İçin 7 Adım

Günümüzün dinamik iş ortamında, ilham verici ve verimli bir çalışma alanı yaratmak, üretkenlik ve çalışan memnuniyeti açısından kritik öneme sahiptir. İşte kültürel farklılıklar, iş yeri stratejisi, ç...

Weiterlesen

Blog-photo
Expo Real 2024 : Avrupa Gayrimenkul Sektöründe Dipten Dönüş Sinyalleri

Kısa bir süre önce Münih'te düzenlenen Avrupa’nın en büyük gayrimenkul ve yatırım fuarı Expo Real 2024’te, Avrupa gayrimenkul sektörünün mevcut durumuyla ilgili önemli gelişmeleri yakından gözlemleme ...

Weiterlesen

Blog-photo
Paylaşmak Önemsemektir: İkinci El Perakendenin Yükselişi

'Eskiye' dönüşün gayrimenkul üzerinde yarattığı etkinin bir analizi İkinci el alışverişin son yıllarda giderek daha popüler hale gelmesi, yeni iş türlerinin ve işletme modellerinin ortaya çıkmasına ne...

Weiterlesen

Blog-photo
MIPIM'den Geriye Kalanlar

Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği en büyük gayrimenkul etkinliklerinden olan MIPIM 2024; 12 – 15 Mart tarihleri arasında Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlendi. Programın açılışını eski Finlandiya Başb...

Weiterlesen

Blog-photo
Depo Alanı Yer Seçiminde Dikkate Alınması Gereken Kriterler

Depo seçimi, bir işletmenin başarısını ve sürdürülebilirliğini etkileyen kritik bir karardır. Yeni bir tesis veya depo için yer seçimi ise sadece fiziksel alanın belirlenmesi değil, aynı zamanda opera...

Weiterlesen

Blog-photo
Gayrimenkul ve Tokenizasyon

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde teknolojik olarak olgunlaşan ve kamu nezdinde de gerekli bilinirlik ve güven ortamını sağlamayı başaran blokzincir teknolojileri, her sektörde olduğu gibi gayrimenkul ...

Weiterlesen

ARADIĞINIZI BULAMIYOR MUSUNUZ?

Uzmanlarımızdan biriyle iletişime geçin.