Mağazalardan Showroom’lara

Home Our Blog Mağazalardan Showroom’lara
Blog-photo

Mağazalardan Showroom’lara

Perakende sektörünün bir süredir içinde bulunduğu dramatik değişim akademiden sektör profesyonellerine kadar herkesin farklı açılardan ele aldığı bir konu. Binlerce yıllık ticaret alışkanlıklarının ışık hızıyla değişim gösterdiği günümüzde, mağaza ve tezgahların yerini mobil cihaz ekranları alıyor. Müşteri davranışlarını takip edebilmek, anlamlandırmak ve onlara özel içerikler geliştirebilmek için daha karmaşık hale gelen omni-channel marketing çözümleri gün geçtikçe artıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında ise geleneksel mağazacılığa ve mevcut AVM’lere yeni bir gelecek çiziliyor.

Bugün için temel tüketimin bel kemiği olan fiziksel mağazaların (brick and mortar shops) içinde bulunduğu değişim, hem Kuzey Amerika’da hem de Uzak Asya’da kendini çoktan hissettirmeye başlarken, online mağazaların perakendedeki gücü de aynı paralelde artıyor. Teknoloji, mobilya veya kozmetik gibi kimi sektörlerde tüketicinin çoktan ilk tercihi haline gelmiş online mağazalara ek olarak markalar, e-ticaret platformlarını daha da güçlendirerek, normalde mağazalarında sağlayamayacakları birçok hizmeti ek özellik olarak web sitelerine ekliyor. Örneğin Lululemon online alışveriş platformlarında yoga kıyafetleri yanında yoga dersleri de satarken, Louis Vuitton e-ticaret platformunda tekstil ürünlerinin yanında küçük sanat eserleri de listeliyor.

Peki fiziksel mağazaları online platformlarla bağlayan ve bugünün AVM ve cadde mağazalarına gelecekte yeni misyonlar yükleyecek farklı modeller yaratmak mümkün mü?

Bu yeni çözüm arayışını tetikleyen etkenler şüphesiz ki sadece dijitalleşen ekonomiyle sınırlı değil. Bir perakendecinin aynı mekan içinde hem stok yönettiği, hem ürün sergilediği hem de satış yaptığı mağazaların getirdiği maliyet ve yoğunluk büyük küçük tüm markaların bütçelerinde ciddi oranlara varıyor. Personel giderlerine ek olarak yüksek metrekare gerektiren operasyonlar sebebiyle kayda değer bir finansal yük altında olan markalar, Türkiye gibi dalgalı ve yüksek kurlara sahip bir ekonomide döviz üzerinden kiralama yaptıklarında gider kalemlerine hesaplanamayan masraflar da eklenmiş oluyor. Bu sabit giderlere ek olarak internet alışveriş ile birlikte mağaza gelirlerine yansıyan düşüş, markaların mağazacılığı yaşatmaya çalıştığı bu günlerde yeni ve alternatif yaklaşımları zorunlu kılıyor.

Tam bu noktada, özellikle mobilya gibi büyük boyutlu ürünlerin satışını yapan markaların uzun zamandır kurguladığı model, diğer perakendecilere de ilham oluyor. Ürünün satışı ile dağıtımını birbirinden ayırmaya dayalı showroom konseptinden ilham alan markalar, bu modeli diğer sektörlerde de uygulamaya başladı. Mobilya mağazalarında sıkça rastlanan 3 adım ise müşterinin gelip ürünü incelemesi, ödemeyi mağazada gerçekleştirmesi ve merkezi bir depodan ürün sevkiyatının yapılması üzerine kurgulu.

Bu iş akışına benzer bir model geliştirmeye başlayan Kuzey Amerikalı perakendeciler, mağazalarını showroom’lara çevirmeye başlayarak stok ve depo yönetimi gibi masraf kalemlerinden kurtulmanın yanı sıra; satış, ödeme ve sipariş takibi gibi unsurları da e-ticaret platformları üzerinden yürüterek alışverişi hem online hem de offline mecraya sahip bir deneyime çeviriyor.

Sadece e-ticaret üzerinden satış yapan markaların aksine müşterileriyle buluşma fırsatı bulan ve mutlu bir kullanıcı deneyimi sunan showroom mağazalar; müşterilerin ürünleri birebir denemek, bedeninden emin olmak ve iade gibi sorunları düşünmeksizin alışveriş yapabildiği mekanlar haline geliyor.

Fiziksel alışveriş sırasında müşterilerini yakından tanıma imkanı bulan mağazalar, alışverişin son basamağı olan ödemeyi internet üzerinden tamamlatarak hedef kitlelerine ait kişisel dijital bilgileri de işleme imkanı bulabiliyorlar.

Amerika’da Bonobos Uzak Asya’da ise Zalora gibi yeni nesil markaların tercih ettiği bu iki evrene de dokunan perakendecilik modelinin henüz Türkiye’de yaygın bir uygulaması olmasa da, özellikle merkezi alışveriş caddelerinde ve popüler AVM’lerde yakın tarihte görmeye hazırlanmamız gerektiğini hatırlatmakta fayda var.


Share

Other Blog Posts

Blog-photo
İlham Verici ve Verimli Bir Çalışma Alanı Yaratmak İçin 7 Adım

Günümüzün dinamik iş ortamında, ilham verici ve verimli bir çalışma alanı yaratmak, üretkenlik ve çalışan memnuniyeti açısından kritik öneme sahiptir. İşte kültürel farklılıklar, iş yeri stratejisi, ç...

Read More

Blog-photo
Expo Real 2024 : Avrupa Gayrimenkul Sektöründe Dipten Dönüş Sinyalleri

Kısa bir süre önce Münih'te düzenlenen Avrupa’nın en büyük gayrimenkul ve yatırım fuarı Expo Real 2024’te, Avrupa gayrimenkul sektörünün mevcut durumuyla ilgili önemli gelişmeleri yakından gözlemleme ...

Read More

Blog-photo
Paylaşmak Önemsemektir: İkinci El Perakendenin Yükselişi

'Eskiye' dönüşün gayrimenkul üzerinde yarattığı etkinin bir analizi İkinci el alışverişin son yıllarda giderek daha popüler hale gelmesi, yeni iş türlerinin ve işletme modellerinin ortaya çıkmasına ne...

Read More

Blog-photo
MIPIM'den Geriye Kalanlar

Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği en büyük gayrimenkul etkinliklerinden olan MIPIM 2024; 12 – 15 Mart tarihleri arasında Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlendi. Programın açılışını eski Finlandiya Başb...

Read More

Blog-photo
Depo Alanı Yer Seçiminde Dikkate Alınması Gereken Kriterler

Depo seçimi, bir işletmenin başarısını ve sürdürülebilirliğini etkileyen kritik bir karardır. Yeni bir tesis veya depo için yer seçimi ise sadece fiziksel alanın belirlenmesi değil, aynı zamanda opera...

Read More

Blog-photo
Gayrimenkul ve Tokenizasyon

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde teknolojik olarak olgunlaşan ve kamu nezdinde de gerekli bilinirlik ve güven ortamını sağlamayı başaran blokzincir teknolojileri, her sektörde olduğu gibi gayrimenkul ...

Read More

CAN'T FIND WHAT YOU'RE LOOKING FOR?

Get in touch with one of our professionals.